BÜTÜN KAPILAR KAPANSIN; YALNIZ...
Üzerlerinde ağır bir hâlsizlik, yine en yakınlarından iki Sahabînin kolunda, Mescide girdiler, minbere çıktılar:
« - Allah, kullarından birini, dünya ile kendi yakınlığı arasında serbest bıraktı; kul da Allah'ı seçti. »
Ebu Bekr ağlıyor:
- Anam, babam, her şeyim sana feda olsun, ey Allah'ın Resûlü...
Sahabîler, haşyet ve dehşetle birbirine bakışırken, Allah'ın Sevgilisi devam ettiler:
« - Sohbetiyle, sevgisiyle, malıyla, canıyla bana insanlar içinde en büyük yardımcı Ebu Bekr oldu. Eğer dünyadan bir dost seçmek gerekseydi, Ebu Bekr'den başkasını bulamazdım. Fakat onunla aramdaki, sadece İslâm kardeşliğidir. »
Ve heybetler içinde ilâve buyurdular:
« - Bugünden sonra Mescide açılan kapıların hepsi kapansın, yalnız Ebu Bekr'inki açık kalsın! »
Son emanet de Ebu Bekr'e verilmiş oluyordu.
●
« - Ey nâs! Kimin arkasına vurdumsa, işte arkam, gelip vursun! Kimin benden alacağı varsa işte malım, gelip alsın! »
Öğle namazı kılındıktan sonra yine minbere çıkıp aynı sözü tekrarladılar:
« - İşte arkam, işte malım.»
Üç dirhem alacak iddia eden biri çıktı. Hemen ödediler.
Arap Yarımadasında tek müşrik bırakılmamasını ve elçilere saygı gösterilmesini emir buyurdular.
« - Allah'a ısmarladık...»
Ve Hazret-i Âyişe'nin hücresine döndüler.
Çöle İnen Nur'dan
(Hz. Peygamber'in son günlerinin anlatıldığı bölümden....